Created by Beyhan Kurt
over 2 years ago
|
||
ağırlamak/-I 'Dün akşam misafir ağırladık.'
armut 'Bir armut ister misiniz?'
benimsemek/-I 'Yeni kuralları benimsemediler.'
bitkin 'Çok yoruldum ve kendimi bitkin hissediyorum.'
büyükler 'Düğüne sadece büyükler davetli.'
dedikodu 'Bu ofiste çok dedikodu yapıyorlar.'
delik 'Bu kutuda iki delik var.'
doğal 'Doğal kaynaklarımız tükenmeye başladı.'
dosya 'Bütün ödevlerimi sarı bir dosyada tutarım.'
düdük 'Bu polisin düdüğü var.'
elma '2 kilo elma alacağım.'
emekli 'Emekli olunca uzun bir tatil yapacağım.'
eylem 'Batılı liderler protesto eylemini kınadı.'
fasulye 'Eşim akşam yemeği için fasulye pişirdi.'
felaket 'Deprem felaketinde birçok kişi öldü.'
fırın 'Fırın nerede?'
gelişme 'Orta Doğu'daki son gelişmeler endişe verici.'
harika 'Yeni elektrikli arabalar gerçekten harika.'
havuç 'Tavşanlar havuç sever.'
huysuz 'Eski eşim çok huysuzdu.'
iddia etmek/-I 'Ahmet masum olduğunu iddia ediyor.'
ızgara 'Her hafta sonu ızgarada et yaparım.'
kanun dışı 'ABD'de vergi kaçırmak kanun dışı.'
karpuz 'Bu karpuz çok tatlı.'
kiraz 'Don yüzünden çiftçiler bu sene az kiraz topladı.'
küçükler 'Türkiye'de bayramlarda küçükler büyükleri ziyaret eder.'
küp 'Patatesleri küp şeklinde kestim.'
mahkeme 'Zanlı mahkemedeki duruşmada suçlu bulundu ve tutuklandı.'
makam 'Obama'nın makam arabası zırhlı.'
mantar 'Mantarlı pizza çok lezzetli'
marul 'Bu salatada marul ve domates var.'
masraf 'Masraflar 100 TL'yi buldu.'
meyhaneci 'Meyhaneci bugün dükkanı erken kapattı.'
Milli Güvenlik Konseyi 'Milli Güvenlik Konseyi Ankara'da.'
misafir 'Misafirlerimiz 3 gün bizde kalacaklar.'
muz 'Manav muzların hepsini sattı.'
parmak 'Bir elde 5 parmak var'
patlıcan 'Türkler patlıcanlı yemekleri çok seviyor.'
pazar 'Pazar günleri pazara giderim.'
portakal 'Potakal suyu içmek istiyorum.'
sakatlanmak (intrans.) 'Futbolcu sakatlandı.'
salatalık 'Çoban salatasında salatalık var.'
sarımsak 'Sarımsak çok faydalı.'
şart 'Diğerlerine saygı göstermek şart.'
sınırsız 'Doğal kaynaklarımız çok sınırlı.'
sirke 'Salataya ya sirke ya da limon koyarız.'
soğan 'Soğan kesmeyi hiç sevmem.'
süre/bir süre 'Üniversitedeyken bir süre Almanca öğrendim.'
tasarı 'Senato yeni bir kanun tasarısı üzerinde çalışıyor.'
tat 'Pilavın tadı nasıl?'
temsil 'Diplomatlar yurtdışında ABD'yi temsil ediyor.'
tasdik etmek/-I 'Müdür raporu tasdik etti.'
toplu ulaşım 'Trafiğin azalması için toplu ulaşım araçlarını kullanmalıyız.'
üzüm 'Şarap üzümden yapılır.'
vakit 'O, yarın bu vakitte Türkiye'de olacak.'
vergiye tabi (olmak) 'Bu mallar vergiye tabi.'
yangın 'Kuraklık orman yangınlarına sebep oluyor.'
yasa tasarısı 'Milletvekilleri yasa tasarısını reddetti.'
yürütmek/-I 'O bütün işleri kendi yürüttü.'