KİŞİLİK BOZUKLUKLARI
Tanım Kişilik bozuklukları; kişinin kendi kültürüne göre, beklenenden önemli ölçüde sapmalar gösteren, süreklilik arz eden bir iç yaşantılar ve davranışlar örüntüsüdür. Ergenlik ya da genç erişkinlik yıllarında başlar, zamanla kalıcı olur ve sıkıntıya ya da işlevsellikte bozulmaya yol açar. Herkeste çeşitli biçimlerde görülebilecek kişilik özelliklerinin, kişilik bozukluğu olarak değerlendirilebilmesi için, bunların esneklikten yoksun ve uyum bozucu olması, işlevsellikte belirgin bir bozulmaya ya da kişisel sıkıntıya neden olması gerekmektedir.1 Değişmeyen bu tutum ve davranış kalıpları şu alanlarda kendini gösterir: Düşünce farklılıklarında (kişinin kendisini, başkalarını ve olayları yorumlama biçiminde), Duygulanım farklılıklarında (duygusal tepkilerin görülme aralığı, yoğunluğu, değişkenliği ve uygunluğu), İnsanlar arası ilişkilerde yaşanan zorluklarda, İtkilerini kontrol etmekte yaşanan zorluklarda.1
Kişilik Bozukluğu Türleri DSM, kişilik bozukluklarını üç ana grupta sınıflandırmıştır. Bunlardan A ve B kümeleri daha çok sınırda kişilik örgütlenmesi gösterirken, C kümesi daha çok nevrotik örgütlenme gösteren bireyleri içerir.
A Kümesi Kişilik Bozuklukları Paranoid kişilik bozukluğu Temel özelliği, başkalarının davranışlarını kötü niyetli olarak yorumlayıp, sürekli bir güvensizlik ve kuşkuculuk içinde olmalarıdır. Prevalansının; genel toplumda %0,5- 2,5 arasında, yataklı psikiyatri kurumlarında % 10-30 arasında ve ayaktan psikiyatrik tedavi kurumlarında % 2-10 arasında olduğu bildirilmiştir. Yeterli bir temele dayanmaksızın, başkalarının kendilerini sömürdüğünden, aldattığından ya da kendilerine zarar verdiğinden kuşkulanırlar. Dostlarının ya da iş arkadaşlarının kendisine olan bağlılığı ve güvenirliliği üzerine yersiz kuşkuları vardır. Sıradan sözlerden ya da olaylardan aşağılandıkları ya da gözdağı verildiği biçiminde anlamlar çıkarırlar. Sürekli kin beslerler, onur kırıcı davranışları, haksızlıkları ya da görmezlikten gelinmeyi bağışlamazlar.
Şizoid kişilik bozukluğu Temel özelliği, sosyal ilişkilere, yakınlık kurmaya isteksiz olma ve duygulanım kısıtlılığıdır. Asosyaldirler. Görülme sıklığı ile ilgili araştırmalar yeterli bir kanaat oluşturmaktan uzaktır. Çünkü, saha araştırmalarına katılmak istemeyecekleri gibi klinik başvuruları da çok azdır.
Want to create your own Notes for free with GoConqr? Learn more.