Turkish Basic Course Unit 04 with Sentences

Descrição

FlashCards sobre Turkish Basic Course Unit 04 with Sentences, criado por Beyhan Kurt em 21-05-2022.
Beyhan Kurt
FlashCards por Beyhan Kurt, atualizado more than 1 year ago
Beyhan Kurt
Criado por Beyhan Kurt mais de 2 anos atrás
5
2

Resumo de Recurso

Questão Responda
aç 'Yemek yiyor çünkü aç.' hungry 'She is eating because she is hungry.'
adınız 'Adınız ne?' your name 'What is your name?'
ama 'Çok şişmandı ama zayıfladı.' but 'S/he was very fat but lost weight.'
anlayışlı 'Hasan anlayışlı değildi.' understanding 'Hasan was not understanding.'
avukat 'Hakan beş yıldır avukat.' lawyer 'Hakan is a lawyer for five years.'
bahçe 'Bahçede elma ağacı var.' garden,yard 'There is an apple tree in the garden.'
bakkal 'Bakkala gidiyorum.' grocery store 'I am going to the grocery store.'
balkon 'Bu evde hiç balkon yok.' balcony 'There are no balconies in this house.'
basın toplantısı 'Onlar basın toplantısı yaptı.' press meeting 'They had a press conference.'
bilet 'Sinema için bilet alıyorum.' ticket 'I am getting tickets for the cinema.'
bir şey 'Bir şey almak istiyorum.' something 'I want to buy something.'
cömert 'Avukat çok cömertti.' generous 'The lawyer was very generous.'
çarşı 'Çarşıdayken çocuklar okuldan geldi.' store 'Kids came from school while I was at the store.'
çoğu zaman 'Çoğu zaman derslere katılıyorlar.' most of the time 'They are attending to class most of the time.'
dindar 'O dindar bir kadındı.' devout 'She was a devout woman.'
dişçi 'Ben dişçiydim.' dentist 'I was a dentist.'
durak 'İş arkadaşım durakta bekliyor.' bus stop 'My colleague is waiting at the bus stop.'
düşünceli 'O bugün çok düşünceli.' thoughtful 'He/She is very thoughtful today.'
eczane 'Sen eczanedeyken ben dışarıda bekledim.' pharmacy 'I waited for you outside while you were at the pharmacy.'
enteresan 'Enteresan bir makale okudum.' interesting 'I read an interesting article.'
gece 'Dün gece fırtına vardı.' night 'There was a storm last night.'
geçen 'Geçen yıl çok karlıydı.' previous 'The previous year was very snowy.'
genellikle 'Florida genellikle çok nemli.' generally 'Florida is generally very humid.'
hevesli 'Bütün üyeler hevesliydi.' enthusiastic 'All the members were enthusiastic.'
heyecanlı 'Onun eşi çok heyecanlıydı.' excited,thrilled 'His wife was very excited.'
hırslı 'Başkan Obama hırslı mı?' ambitious 'Is President Obama ambitious?'
iddiacı 'İddiacı insanları sevmiyorum.' argumantative 'I do not like argumantative people.'
İngilizce 'İngilizce bilmiyorum.' English 'I do not know English.'
iyimser 'Ben iyimser değil miydim?' optimistic 'Was I not optimistic?'
kahvaltı 'Kahvaltı sırasında deprem oldu.' breakfast 'There was an earthquake during breakfast.'
kalabalık 'Sokakta büyük bir kalabalık var.' crowd, crowded 'There is a large crowd in the street.'
kalkış 'Kalkış için hazır mısınız?' departure/take off 'Are you ready for departure?'
kötümser 'Neden bu kadar kötümsersin?' pessimist 'Why you are so pessimistic?'
kış 'Bu ülkede kış var mı?' winter 'Is there a winter in this country?'
kızgın 'Mike Tyson boks maçı sırasında çok kızgındı.' mad,angry 'Mike Tyson was very angry during the boxing match.'
kilise 'Her Pazar kiliseye gidiyoruz.' church 'We go to church every Sunday.'
kişi 'O çok kibar bir kişi. ' person 'She is a nice person. '
kişilik 'Kişilik testi yapmadım.' personality 'I did not do a personality test.'
klima 'Bu otelde hiç klima yok.' AC 'There is no AC in this hotel at all.'
kolay 'Bu sorular kolaydı.' easy 'These questions were easy.'
manzara 'Güzel bir manzaraydı.' scenery 'It was a nice scenery.'
numara 'Bu numaralar farklı.' number 'These numbers are different.'
oda 'Bu odada kaç kişi var?' room 'How many people are in this room?'
okyanus 'Uçak okyanusa düştü.' ocean 'The plane crashed to the ocean.'
olarak 'Diplomat olarak çalışıyorum.' as 'I am working as a diplomat.'
orası 'Orası çok sıcak.' that place 'That place is very hot.'
özel 'Sherlock özel bir dedektiftir. ' private,special 'Sherlock was a private detective.'
pahalı 'Rolex çok pahalı saat yapıyor.' expensive 'Rolex makes very expensive watches.'
rahat 'Kırmızı koltuk çok rahat.' comfortable 'The red sofa is very comfortable.'
resim 'Bu resim hiç güzel değil.' picture 'This picture is not good at all.'
resmi 'Resmi görüşmeler başladı.' official 'The official meetings started.'
sefir 'Yeni Sefir geldi.' Ambrassador 'The new Ambrassador came.'
sessiz 'Parti çok sessizdi.' quiet 'Party was very quiet.'
sinirli 'Sinirliyken bana yaklaşma.' tense, angry 'Do not get close to me while I am nervous.'
şimdilik 'Şimdilik her şey güzel.' for now 'Everthing is good for now.'
tarafsız 'O gazeteci tarafsız değil.' neutral 'That journalist is not neutral.'
tenha 'Konser tenhaydı.' not crowded 'The concert was not crowded.'
tip 'Ne tip müzik dinlersiniz?' type 'What type of music do you listen?'
toplantı 'Cem Bey toplantıya gelmiyor.' meeting 'Mr. Cem is not coming to the meeting.'
ucuz 'Bu ev on yıl önce ucuzdu.' cheap 'This house was cheap ten years ago.'
uzak 'Lokanta uzaktı.' far,distant 'The restaurant was far.'
uzun 'O konuşma çok uzundu.' long 'That speech was very long.'
Vali 'Vali Bey işe bisiklet ile gidiyor.' Governor 'Governor is going to work with bicycle.'
varış 'Varışa 10 dakika kaldı.' arrival '10 minutes left for arrival.'
yakın 'Hastahane buraya yakın mı?' close,near 'Is the hospital close to here?'
yalnız 'Bugün evde yalnızım.' alone 'Today I am alone at home '
yarım 'Yarım elma yedim.' half 'I ate half an apple.'
yarın 'Yarın diyete başlıyorum.' tomorrow 'Tomorrow I'm starting a diet.'
yer 'Endonezya çok uzak bir yer.' place 'Indonesia is a very far place.'
yönetici 'Yönetici bir iş gezisine gidiyor.' administrator 'The Administrator is going to a business trip.'
ayırtmak 'Bir oda ayırtmak istiyorum.' to reserve 'I want to reserve a room.'
bakmak 'Kedilere baktım.' to look/look after 'I looked at the cats.'
başlamak/-A 'Yeni derse başladınız mı?' to begin,start 'Did you start the new lesson?'
beklemek 'İstasyonda tren bekledik.' to wait 'We waited for the train at the station.'
bilmek 'Doğru cevabı bilmiyorlar.' to know 'They don't know the right answer'
binmek 'Ayla trene bindi.' to get on a vehicle 'Ayla got on the train.'
dinlemek 'Arabada haber dinledik.' to listen 'We listened to the news in the car.'
dinlenmek 'İşten sonra dinlendik.' to get rest 'We rested after work.'
gezmek 'Sanat müzesinde gezdim.' to stroll 'I strolled in the art museum.'
görüşmek 'Büyükelçi kimle görüştü?' to meet,to discuss 'Who did the ambassador meet with?'
hissetmek 'Nasıl hissettin?' to feel 'How did you feel?'
inmek 'Galiba otobüsten erken indik.' to get off 'I think we got off the bus early.'
izlemek 'Dün televizyon izlemedim.' to watch 'I didn't watch TV yesterday.'
kalkmak 'Sabah 5'te kalktık.' to get up 'We got up at 5 in the morning.'
katılmak 'Herkes toplantıya katıldı.' to join 'Everbody joıned the meeting.'
koşmak 'Kim parkta koştu?' to run 'Who ran in the park?'
satmak 'Arabayı sattı.' to sell 'S/he sold the car.'
seyretmek 'Güzel bir film seyrettiler.' to watch 'They watched a good film.'
sormak 'Gazeteci başkana bir soru sordu.' to ask 'The journalist asked the president a question.'
uğramak 'Bakkala uğradınız mı?' to drop by 'Did you drop by the store?'
yazmak 'Bir mektup yazdım.' to write 'I wrote a letter.'

Semelhante

Turkish Basic Course Unit 01
Beyhan Kurt
Turkish Basic Course Unit 07 with Sentences
Beyhan Kurt
Turkish Basic Course Unit 03
Beyhan Kurt
Turkish Basic Course Unit 04
Beyhan Kurt
Turkish Basic Course Unit 07
Beyhan Kurt
Turkish Basic Course Unit 08
Beyhan Kurt
Turkish Basic Course Unit 09
Beyhan Kurt
Turkish Basic Course Unit 10
Beyhan Kurt
Turkish Basic Course Unit 08 with Sentences
Beyhan Kurt
Turkish Basic Course Unit 09 with Sentences
Beyhan Kurt
Turkish Basic Course Unit 10 with Sentences
Beyhan Kurt