Turkish Basic Course Unit 03 with Sentences

akıllı 'Albert Einstein akıllı.'

aptal 'Bill Gates aptal değil.'

arkadaş 'Arkadaşlar ile piknik yaptık.'

arkadaşım 'Arkadaşım mutsuz.'

asker 'Eşiniz asker mi?'

Askeri ataşe 'Ben askeri ataşe olarak çalıştım.'

askeri 'Amerikalılar İncirlik askeri üssüne geldiler.'

ay 'FSI'da sekiz ay Türkçe çalıştım.'

Baş Müsteşar 'Baş Müsteşar odaya girdi.'

baş 'Listenin başında Tarkan var.'

Başkan 'Başkan Obama idealist.'

Başkonsolos 'Başkonsolos odadan çıktı.'

Bay 'Bay Smith eşini aradı.'

Bayan 'Bayan Smith telefonu açmadı.'

bayram 'Bu bayram plaja gitmedik.'

bina 'Bu binada hasar var.'

bu 'Bu şehirde yaşadım.'

büyük 'Bu sınıf büyük.'

Büyükelçi 'Geçen yıl büyükelçi ile tanıştın.'

ciddi 'Bu dişçi çok ciddi.'

cömert 'Ben cömert miyim?'

Cuma 'Cuma günü çocuklarla parkta oynadım.'

Cumartesi 'Cumartesi günü partiye gittim.'

çalışkan 'FSI'da öğrenciler çok çalışkan.'

Çarşamba 'Doğum günüm bu çarşamba.'

çirkin 'O kız çirkin değil.'

çocuğunuz 'Çocuğunuz hangi okula gidiyor?'

çocuk 'Çocuk olmak güzel.'

çöp 'Çöp attım.'

çünkü 'Çünkü bu lokanta iyi değil.'

doğru 'Bütün cevaplar doğru.'

doğum günü 'Doğum günün kutlu olsun.'

doğum 'Doğumdan sonra diyet yaptı.'

dürüst 'O gazeteci dürüst mü?'

egoist 'Ben egoist değilim.'

Ekonomik İşler Memuru 'Ben Ekonomik İşler Memuru değilim.'

ekonomik ''

enerjik 'Lale enerjik bir öğrenci.'

evde 'Evde çok bira var.'

gelecek 'Gelecek için umutluyum.'

genç 'Genç öğrenci her gün çalıştı.'

Güvenlik memuru 'Bu sabah güvenlik memuru ile buluştu.'

güvenlik 'Güvenlik hakkında bilgi aldım.'

hafta sonu 'Gözlükçü hafta sonu çalışmadı.'

hafta 'Bu hafta metro ile geldik.'

haklı 'Okuyucu çok haklı.'

her 'Her meyve çok lezzetli.'

hizmet 'Garsonun hizmeti çok hızlıydı.'

ırk 'Din, dil, ırk fark etmez.'

idari işler memuru 'İdari İşler Memuru odada kaldı.'

idari 'O idari işlere baktı.'

iktisat 'Üniversitede iktisat okudum.'

iktisatçı 'Sen de iktisatçı mısın?'

ile 'Parka Canan ile gittim.'

ince 'Bu ince kız kim?'

kamyon 'Biz buraya kamyon ile vardık.'

kolay 'Türkçe kolay bir dil değil.'

konsolos 'Başkan ile konsolos yemek yedi.'

kuvvetli 'Biz çok kuvvetliyiz.'

küçük 'Arkadaşıma küçük bir hediye verdim.'

kültür 'Kültür çok önemli.'

lütfen 'Lütfen, oturun.'

memur 'Memur işe geç geldi.'

meşgul 'Balıkçı çok meşgul.'

mevsim 'Bir yılda 4 mevsim var.'

mutlu 'Eşim ile çok mutluyum.'

mutsuz 'Ali sınavdan sonra mutsuz oldu.'

neşeli 'Çiçekçi çok neşeli.'

niçin 'Niçin otobüs ile geldin?'

o 'O adam bana yardım etti.'

orada 'Öğrenciler orada.'

öğrenci 'Öğrenci misin?'

öğretmen 'Öğretmen kitap okudu.'

önemli 'Başkan önemli bir karar verdi.'

Pazar 'Her pazar kiliseye gittiler.'

Pazartesi 'Bu pazartesi meşgul müsün?'

Perşembe 'Perşembe günü bir toplantı var.'

posta 'Posta hala gelmedi.'

sabırlı 'Sen sabırlısın.'

sabırsız 'Bankacı sabırsız değil. '

sağ 'Sağ ayağım büyük.'

sakin 'Sakin misin?'

Salı 'Her salı tenis oynuyorum.'

sanat 'Sanat dersi sıkıcı değil.'

Siyasi İşler Memuru 'Siyasi İşler Memuru konuşma yaptı.'

siyasi 'Bakanlar siyasi konular hakkında konuştular.'

sol 'Bu bina solda.'

son 'Ben son çocuğum.'

süt 'O süt satın almak istiyor.'

şehir 'Eşim ile bu şehirde tanıştım.'

şirket 'Patron şirkete gelmedi.'

şişman 'Şişman bir adam dört ekmek yedi.'

tembel 'Kitapçı çok tembel.'

ünlü 'Bu fotoğrafçı ünlü.'

üzgün 'Onun için üzgün değilim.'

vapur 'Biz işe vapur ile geldik.'

vize 'Sena Amerika için vize aldı.'

yakışıklı 'Bu futbolcu yakışıklı değil.'

yardım 'Yardıma ihtiyacınız var mı?'

yaşlı 'Bu adam yaşlı mı?'

yazar 'Yazar ve ressam tartıştı.'

yıl 'Bu yıl tatile gitmediler.'

zayıf 'Fransız manken çok zayıf.'

almak 'Marketten ne aldın?'

anlamak 'Anladınız mı?'

bakmak 'Kız pencereden dışarıya baktı.'

çıkmak 'Lütfen, binadan çıkın.'

davet etmek 'Kızarkadaşımı partiye davet ettim.'

demek 'Başkan Obama ne dedi?'

dönmek 'Okuldan henüz dönmedi.'

gidiyor 'Bu hafta tatile gidiyor.'

girmek 'Adamlar binaya girdi.'

istemek 'Çocuk dondurma istedi.'

istiyorum 'Bir şey sormak istiyorum.'

oynamak 'Futbolcu iyi oynamadı.'

sürmek 'Çok hızlı araba sürdüm.'

tanıştırmak 'Beni bakanla tanıştırdı.'

yönetmek 'Müdür toplantıyı yönetti.'

acaba ''

buyurun ''

Çaya buyurun ''

geçmiş olsun ''

maalesef ''

memnuniyetle ''

Pardon sözünüzü kesiyorum ''

tamam ''